kul hakkı   (645 içerik bulundu)

Kul Hakkı Yemek Ateştir

Kul hakkında dikkat etmemiz gereken hususlar nelerdir? Kul hakkının affı için ne yapmalıyız? Hangi ameller kul hakkına girer? Peygamber Efendimizin (s.a.v) kul

Kul Hakkının Önemi

Müslümanların kişilik inşası, elinden ve dilinden başkalarının zarar görmemesi bilincini kuşanarak başlayacaktır. İslam toplumunun rahmet toplumu olması, yani A

Kul Hakkı Nasıl Ödenir?

Kul hakkı yemenin hükmü nedir? Kul hakkı nasıl ödenir? Kul hakkına riayet ve önemi...

Vazifede İhmâl Kul Hakkıdır

Osmanlı alimi Molla Fenârî'nin vazifesini ihmal etmesinden ötürü kendisine kestiği cezanın ibretlik hikâyesi.

Osmanlı’da “Kul Hakkı” Hassasiyeti

Avrupa’da henüz “insan hakları”nın adı bile bilinmezken Osmanlı’da yaşanan “kul hakkı” hassâsiyeti, hiç şüphesiz ki İslâm’a bağlılığın muhteşem tezahürlerinden

Sami Efendi’nin Kul Hakkı Hassasiyeti

Allah dostlarının kul hakkı husûsundaki ince düşünüşleri, bizler için güzel bir numûnedir.

Ticarette Kul Hakkı

İslâm ahlâkının ticârî hayattaki “kul hakkı” hassâsiyeti…

Aile İçi Kul Hakkı Nedir?

Aile içi kul hakkı nedir? Müslümanın kula karşı ve Allah'a (cc) karşı olan hakları nelerdir? Bir baba ve annenin çocukları üzerinde hakkı olduğu gibi çocukların

Kul Hakkına Riayet Etmenin Önemi Nedir?

Mümin her ne olursa olsun kul hakkına riayet etmeli ve bu konuda dikkatli olmalıdır. Bu hususiyetin müslümanlar açısından önemi nedir ve İslam bizlere bu konuda

'kul Hakkı' Vitrine ve Reklamlara Düştü

Peygamber Efendimiz (s.a.v) örnek şahsiyeti ve yaşayışıyla, kazanırken ve harcarken dikkate alması zarûrî olan ölçüleri göstererek, sahâbe-i kirâmın  hayatında

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.